Üzüntünün ne kadar önemli bir sorun olduğunu düşünürsek, yazdığımız bu iki satırın üzüntülerinizin onda birinden bile kurtulmanıza yardımcı olması hoşunuza gitmez mi?
En çok nelere üzülüyoruz?
En çok hayatın
önemsiz, gereksiz detayları bizi üzüyor. Zaman zaman gerçek
sorunlar da çıkıyor karşımıza…Sanınırım en çok o zaman
anlıyoruz, daha önce boş şeylerin bizi ne kadar üzdüğünü. Hayattaki ciddi
acılar dışında, bir de hayatımızda devamlı bulunan, değiştiremeyeceğimiz kaçınılmaz üzüntü kaynakları var… En ümitsiz
olanı da gelecek endişesi ve geçmişin
pişmanlığı ile bugünü ISKALAMAK …
Gelecek için endişelenip bugünü yaşamayı
erteliyor musunuz?
Geçmişte olup bitenlerden pişmanlık
duyarak bugünü kendinize zehir ediyor musunuz?
Sabahları uyandığınızda o günü yaşayıp, tadını çıkarmak için
kararlı mısınız?
“Hayatım, asla gerçekleşmeyecek
talihsizlikleri düşünerek geçti.” diyen Montaigne tam da yaptığımız hatayı özetliyor bence.
Geleceği düşünmeyin; O kendi başının çaresine
bakacaktır.
Geçmişin de işe yaramasının tek bir yolu
var: Hatalardan ders alarak bunları tekrarlamamak, aynı duvara defalarca
toslamamak, sonra da gereken dersi alıp, geçmişe
takılmamak.
Yani geçmişi ve kendimizi özgür
bırakmak…Artık geçmiş geçmişte kalmıştır. Hiçkimse onu geri getiremez.
Yaşam yolculuğunu sürdürebilmek için kabullenmeyi öğrenmek gerekir.
Çocuklar “ben büyüyünce”
Büyükler “ben evlenince”
Evlenip iş bulanlar “emekli olunca” diye
söze başlıyor.
Emekli olanlarsa geçmişe bakıp o günleri
özlüyor. Ve bunların geçip gittiğine yanıyor.
Kelebek ömrü kadar
ömrümüz. Dikenlerin üzerinde yürüsek de…Bilsek bile yarınımız yine bir
mücadele…Ama yine de CENNET BİZİM İÇİMİZDE…
Üzüntülerden kurtulmak için sihirli bir formül ister misiniz? Dürüst olmakta yarar
var. SİHİRLİ BİR FORMÜLÜM YOK….Ben size
başka insanların bunu nasıl yaptığını anlatacağım ve gerisini size bırakacağım. Bir sonraki "Sorunlara Çözümler" isimli yazımizda bu konuyu değerlendirdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder