Sayfalar

8 Ekim 2013 Salı

Sorunlara Çözümler






Küçük şeylere üzülerek en önemli saatlerimizi harcıyoruz. Çoğumuz hiç önemsemememiz gereken şeyler için kendimizi üzüyoruz. Habuki, en guzeli, yaşamımızı, harcanan enerjiye değecek hareket ve  duygulara adamak. Yani  gerçek sevgilere,büyük düşüncelere ve kalıcı ve anlamlı şeylere.

Üzüntü ve mutsuzluklarımızın büyük bölümü GERÇEKLERDEN değil,  HAYAL GÜCÜMÜZDEN kaynaklanıyor.


Endişelendiğiniz şeyin  gerçekleşme olasılığı nedir? Bir düsünün bakalım, bugune kadar endişelendiğiniz şeylerin kaçı başınıza geldi. Senaryo yazmayı bırakmanın zamanı gelmedi mi?

Peki, gerçek bir sorunla  karşılaştığımızda ne yapalım?

1.  Sorunu ortaya detaylıca koyun.

2. Bu sorunun ya da başarısızlığın en kötü sonucu ne olabilir?Gerçekleşebilecek EN KÖTÜ sonucu belirleyin.

3. Kendinizi, bu en kötü sonuca hazırlayın.Ve sonrasında bu durumu düzeltmeye çalışın.
NASIL? 
Çözmeniz gereken sorunla ilgili endişelenmeyinUnutmayın üzüntü ve endişe konsantrasyonu  bozar.
Önce konuyla ilgili bütün bilgileri toplayın. Gerçekleri kendi lehine uygun toplamayın.  Çünkü gerçekleri ararken genelde kendi beklentimize uygun olanları  görüp, diğerlerini gözardı ederiz.
İnsanların düşünmekten kaçmak için  yapamayacağı şey yoktur. Kendimizi haklı çıkaran ve ön yargılarımızı doğrulayan gerçekleri seçeriz inanmak için. Kişisel isteklerimize uymayanlar ise bizi  çoğu zaman öfkelendirir.

Doğru bilgileri toplamanın yöntemi ne olabilir?

Gerçekleri fark etmeye çalışırken, bu bilgileri kendinize  değil, bir başkasına topladığınızı düşünün. Böylece objektif ve serin kanlı olur, duygularınızdan arınırsınız.

Bir savcı gibi davranıp beklentilerinize  ters düşen gerçekleri de ortaya koyun.

Bütün gerçekleri tarafsız bir biçimde ortaya  koymadan sorunları çözmek mümkün değildir
Sorunu açıkça ortaya koymak karara varmayı kolaylaştırır.

Gerçekleri ayrıntılarıyla ortaya koyduğunuz takdirde sorun buharlaşıp kaybolacak ve çözüm kendi kendine gelecektir.

Çözüm, tüm bilgiler toplandığında tıpkı ekmek kızartma makinasından fırlayan ekmek gibi ortaya çıkar.

Denemeye değer.

DİKKAT! Çözümün bir insanı değiştirmekse,  SAKIN DENEMEYİN!  Değiştirebileceğiniz tek kişi kendinizsiniz.

Gerçekleri bir kağıda yazmak işleri kolaylaştırır.

Kağıda ne yazalim?

1-Neden endişeleniyorum?

2-Bu konuda ne yapabilirim?
 -Alternatif çözüm seçenekleri neler?
 -Hangisi en iyisi?

3-Seçtigim  çözümü uygulamaya ne zaman başlıyorum?

4-Doğru kararı ver, karar verme aşamasından  sonra geriye dönüp sorgulama. SADECE YAP! Bu noktadan sonra kafa yormak ve düşünmek sakıncalı olabilir. İnsanın aklının karışmasına neden olur.
Böyle zamanlarda bir karar vermeniz ve asla geriye dönüp bakmamanız gerekir.

Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeylere katlanma, değiştirebileceğim şeyleri çözme  bu ikisi arasındaki farkı ayırdetme bilgeliği ver.
Çin atasözü

Hepimiz, zaman içinde değiştiremeyeceğimiz hoş olmayan durumlarla karşılaşırız.

Böyle bir durumda iki seçeneğiniz var:Ya durumu kabullenip kendimizi buna alıştıracağız,  ya da isyan edip çıldıracağız.

KAÇINILMAZI KABUL EDİN

Zihin ancak en kötü şeyi kabullenmeye hazır olduğunda tam anlamıyla huzura kavuşur. Olanları kabullenmek, talihsizliğin sonuçlarına katlanmanın ilk adımıdır.

Üzüntü ve endişeyle  baş etmenin en iyi yolu, kendinizi yapıcı bir işe vermenizdir.

İnsan beyni ne kadar kusursuz çalışırsa çalışsın aynı anda fazla şey düşünemez.

Hiç kimsenin kaçınılmazla mücadele ederken bir yandan da yeni bir hayat yaratabilecek gücü yoktur. Birini seçmek gerekir.

İçinde yaşadıklarınızı  içinizde yaşatmak zorunda değilsiniz.

Cennet de cehennem de bizim içimizde bunu yaratan koşullar değil.



Batan güneşe ağlamayın. Güneş yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin.
 -DALE CARNEGİE

Karanlık olmasaydı,  aydınlığın ne önemi olurdu? Üzülmeyin, iyi olacaksınız. Sevgiyle kalın...

KAYNAK: Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak Dale Carnegie

Hiç yorum yok: