Sayfalar

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Sevgi Dili



Evlendikten sonra sevgi ve aşkın başına ne geliyor? Sevdiğimiz mukemmel insan evlenince bütün gece horlayan bir kurt adama yada bigudileri ve yüz maskesiyle ortalıkta gezen bir marslıya mı dönüşüyor? Kadın ve erkek nadiren aynı sevgi dilini konuşur. Her ikisi de kendi sevgi dilinde karşısındakine sevgisini ifade eder ancak mesajı anlaşılmaz. Karşısındaki homurdanıp şikayet etmeye devam eder.
Güzel bir iltifat yerine çöpü cikarmasi yeterli olacak koca bir türlü yaranamadığından sikayet eder. Güzel bir sofra ve ütülü gömleklerle sevgisini göstermeye calışan eş, saçını süpürge ettiğiyle kalır. Kendi dilimizde sevgimizi eşimize ifade etmemiz, kör bir Çinliye yol tarif etmekten daha zordur. Bizim dilimizi anlamaz ve mesaj asla yerine ulaşmaz.
Sevginin dili beş çeşide ayrilabilir:

ONAY SÖZCÜKLERİ:
Birkaç güzel iltifat, cesaret veren, yapılanları takdir eden birkaç cümle pek çok kişi için tahmin edilenden daha büyük etki yaratır. "Seni anlıyorum" sözünün kadınların tek beklentisi olduğunu anlayan erkek başını fazla derde sokmaz. Bir kadın size fikrinizi soruyor ve sorununu anlatıyorsa genellikle çözümü biliyor ve sadece onaylanmak istiyordur. Lütfen yapması gerekenleri seçenekler halinde anlatıp neden buna minnettar olmadığını anlamaya çalışmayın. Sadece seni anlıyorum demeniz yeterli.

NİTELİKLİ BERABERLİK:
"Benimle hiç ilgilenmiyor. Bana hiç vakit ayırmıyor.  En son ne zaman yemeğe çıktığımızı bile hatırlamıyorum " diyen birinin sevgi dili nitelikli beraberliktir. Gazeteden burnunuzu çıkarıp gözlerinin en içine bakarak onunla konuşmanızda fayda var. Onu doğru sevgi diliyle sevmezseniz de işinizde harikalar yaratabilirsiniz. İstediğiniz noktaya yalnız mı yoksa onunla mı ulaşmak istediğinizi hatırlamanızı öneririm. Zaman her zaman bulunur. "Zamanım yok" sözünün asıl anlamı" Bu konuya ayıracak zamanım yok" yada "Bu zamanı değerlendireceğim daha önemli işlerim var" demektir. Sevgi dili nitelikli beraberlik olan biri için oldukça kalp kırıcı değil mi?

HEDİYELER:

 Hediyenin anlamı, düşünülmektir. "Hediye almaktan hiç anlamam". "Güzel hediye seçemem." yada "Param yok." bahaneleri sevdiğiniz kişinin dili hediyelerse size hiç iyi gelmez. Üç yaşındayken oğlumun saksıdaki güzel çiçeklerimden hazırladığı buketi  hediye etmesi her anlamda gözlerimi yaşartmıştı. İnanın oğlumun beş kuruş paraya ihtiyacı yoktu ve beni çok sevdiğini daha iyi anlatamazdı. Bu arada kendisi 4 yaşında duzgun konuşmaya başladı. Sevgisini anlatmak için sözlere hiç ihtiyacı olmadı. Yani hediyeler için biraz saksıyı çalıştırmak gerekiyor yani her anlamda. Sadece biraz yaratıcılık...

HİZMET ETMEK:
Bir bardak suyu getirmeyi gurur meselesi yapanlardansanız yada eşiniz eve geldiğinde sofra hazır olmadığında surat asıyorsa ciddi bir sorununuz var demektir. Bazı insanlar hizmet davranışlarını görmediklerinde önemsenmediklerini düşünürler. Güzel bir şarkı durumu özetliyor aslında. "benim için napardın, sobamı mı yakardın, portakal mı soyardın.... diye devam edip gidiyor. Belli ki şarkı sözü yazarının sevgi dili hizmet davranışları. Yani eşiniz çöpü çıkartmadığınız için dünyayı başınıza yıkıyorsa mesajı alın.

FİZİKSEL TEMAS:

Fiziksel temas bazı insanların birincil sevgi dilidir. Onlar için şefkatli bir sarılmanın yerini  en pahalı hediye bile  tutamaz. Eğer güzel bir sırt masajı sevginizi haykırmanızın tek yoluysa kolları sıvayın. "Benden uzak duruyor, elimi bile tutmuyor, çünkü beni sevmiyor." düşüncesi ilişkinizde ilk kırılma noktaları olabilir. 

Karşınızdaki kişinin elini eteğini sizden çekmesine sebep olabilir. Sevip, sevilmediğini düşünmek kadar ızdırap veren şey azdır dünyada. Küçük bir kedi yavrusu bile sütten önce okşanmak isteyerek bacaklarınıza sürünür. Yapılan bir araştırmada hiç dokunulmadan, kucağa alınmadan sadece temel ihtiyacı sağlanan yetimhanedeki bebeklerin ölüm oranlarının diğerlerinden cok daha yüksek olduğu görülüyor. Herhangi bir işlem yaparken çok korkan hastalarımın bazıları elini tutacak birini isterler yanlarında. Neden acaba?

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Cok begendim ornekleriniz cok guzel. Hem eglendim hem dusundum

Adsız dedi ki...

Özellikle yetimhanedeki çocukların durumu çok trajik geldi. İlk fırsatta bir yetimhaneye ziyarete gitmek lazım.Hediyeler, biraz şefkat. Mutluluğu yanlış yerlerde mi arıyoruz ne?