Sayfalar

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Takım Çalışması



Japon Yazar Satoro, “teker teker bir damlayız, hep beraberse bir okyanus” demiş.  Bizim “bir elin nesi var, iki elin sesi “ var deyişi de takım calışmasının gücünü oldukça güzel dile getiriyor. Son zamanlarda fazlaca konusu edilen takım calışmasından bahsedeceğiz bugün. Ancak, okuduğumuz kitaplardan çok, kendi hayatımızdan örnekler vererek konuyu ele alacağız.

 Kardeşim ve ben,  takım calışmasına ilk annemizin karnında baslamışız. İkiz olmanin verdiği avantajla, küçükken kafa kafaya verip, yaramazlıklarımızla annemi az üzmemişiz. Bu konuda annemde de kabahat var. Çünkü bize takım calışmasını ilk öğreten kendisidir.

Olay, üç-dört yaşlarımızda vuku eder. Hergün komşumuzun kızından dayak yiyip, ağlaya ağlaya kendine koşmamızdan bunalan annemiz, bir gün bizi bir kenara çekti. “Artık yediğiniz dayaklardan siz de bıktınız, ben de. Size cok önemli bir sır vereceğim  ve bir daha hiç dayak yemeyeceksiniz” dedi. Heyecanla kulağımızı anneme verdik. Annemin herşeyi bildiğini düşündüğümüz için, artan güvenimizle, bu verdiği sırrı hemen ertesi gün uyguladik.  Ve sonuç, tam da annemin tahmin ettiği gibi oldu. Ertesi gün, ağlayarak annesine giden çocuk ne kardesim ne de ben değildik. Peki neydi annemin bize verdiği bu sir? 

Annemiz bize, belki de o gün ne kadar önemli bir ders verdiğini farketmeden, biraz da komşusunun kulağına gitmesin diye sır olarak şunlari söyledi: ”Güzel  kızlarım, evet ufak tefeksiniz, ve arkadaşınız sizden çok daha iri. Sizi üzen ve size zarar vermek isteyen kişilerin karşısına, iki kardeş birlikte dikilirseniz, çok daha güçlü olursunuz, bir daha da kimse sizi dövemez”

Küçük yaşlarda öğrendigimiz bu dersi, tabiki ileriki yıllarda uygulamaya devam ettik. Okul ve iş hayatında yeni takım deneyimleri kazandık. Sunu öğrendik ki, iki kardeşlik takımımızı kurmakta oldukça şanslıydık, çünkü takımızda sevdiğimiz, iyi anlaştığımız insanlar vardı. Halbuki okulda ve iş hayatımızda, takım arkadaşlarımızı seçme hakkı pek de bize ait değildi. 

Bu durumda aldığımız dersler, nasıl iyi bir takım kurulurdan çok, nasıl elinizdeki takım arkadaşlarıyla iyi bir çalışma yapılır konusunda oldu. Deneyimlerimiz boyunca, bazı takım arkadaşlarımız bizi tamamladı, bazılarından yeni bir şeyler öğrendik ve bazıları da bizi sinirden çıldırttı. Peki, elimizdeki takımla nasıl iyi bir calışma çıkarılır. İşte iyi bir takım çalışması çıkarmak için beş önerimiz:

   1.       Büyük resmi görmek: Bazen küçük detaylara kapılarak, takımımızın bir araya gelme amacını, bizim bu amaca ulaşmak için oynadığımız rolu unutabiliyoruz. Bu günlük iş koşuşturmacasında çok mümkün. Şu e-maile de cevap yazayım, bu telefona da cevap vereyim derken, asıl amacınızı unutmayın ve sizi bu amaca ulaştıracak işlere öncelik verin, bunu takım arkadaşlarınıza hatırlatın. 

   2.       İyi tutum: Tutumla ilgili yazımızı hatırlayın. Takım calışmasında da tutumunuz cok önemlidir. İş arkadasınızın size göre ne kadar az calıştığı, işe ne kadar geç geldiği ya da diğer olumsuz yönlerine takılmayın. Sizin calismalariniz tabiki takim arkadaslariniz tarafindan farkediliyor. Ayrica, şikayetcilikten ve olumsuz yorumlardan de vazgecin. Işte bu takımınızın moralini bozdugunuz icin, onlara yapabileceginiz en buyuk kotuluk olur. Sizin iyi tutumunuz, arkadaşlarınıza da bulaşacaktir.

   3.      İyi liderlik: Sadece takıma lider olarak koyulan kisi degil, herbir takım üyesi iyi bir lider olabilir. Bunun hangi pozisyonda oldugunuzla hic ilgisi yok. Oncelikle liderligin ne oldugunu anlamak ve sonra bunu uygulamakla başlayin işe. Bu konuda okunabilecek guzel bir kitap John C Maxwell’e ait olan “Reddedilemez 21Liderlik Yasası”dir (21 Irrefutable Laws of Leadership).

   4.       Dinlemek: Iyi dinleyici olmak takım calışmasinda önemlidir. Her zaman son sözü siz söylemek zorunda değilsiniz. Hatta yarışmanız gereken konu en çok kimin konuştuğu değil, en çok kimin dinlediği olmalıdır. Dinle Beni başlıklı yazımızda, nasıl iyi bir dinleyici olabileceğinizi okuyabilirsiniz. Takım arkadaşlarınızı duyarak değil, dinleyerek onlarla ilgili bir çok değerli bilgiye sahip olup, onlarla nasıl daha iyi iş çıkarabileceğinize odaklanabilirisiniz.

   5.       Eğlenmek: Okul ve iş hayatım boyunca birçok takımla calıştım. En iyi takım calışmalırını hep keyifle hatırlarım. Çünkü bu takımlarla oldukça zor işleri, hep gülerek ve eğlenerek başardık. Takım calışması, sadece ciddiyetle ve çok calışmakla değil, topluca keyif alınarak yapılırsa sonuçlar çok daha başarılı olacaktır.

Bir inşaat şantiyesinde calıştığım zamanların birinde, takımımla birlikte, oldukça stresli ve yoğun günler geçiriyorduk. Şantiyemiz,  içinde sinema salonu olan bir alışveriş merkezinin oldukça yakınındaydı. Kidemli proje müdürümüz odasından her zamanki gibi oflaya puflaya cıktı birgun. Sonra gözleri aydinlandi ve dedi ki: “Elinizdeki herşeyi birakin. Arabalara doluşup sinemaya gidiyoruz”.  Arabalara gülüşerek doluştuk, hangi filmi izleyeğimize dair tartışarak, güle oynaya sinemaya vardık.Sanirim izlediğim en kötü filimlerden biriydi ama iş hayatımda geçirdiğim en keyifli zamanlardan biriydi o gün. Sadece iki-uç saat işten uzak kaldık, ama takım olarak birbirimize daha da bağlandik, stresimiz uçtu gitti.

Her takımda mükemmel üyeler olmayabilir, elimizdekiyle en iyi sonuçlari almak için gene de caba sarfetmeli, doğru alanlarda enerjimizi harcamaliyiz. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için…

1 yorum:

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.